Kanunun 3. maddesinin (a) bendinde yer verilen tanım gereğince açık rızanın; belirli bir konuya ilişkin, bilgilendirilmeye dayalı ve özgür iradeyle açıklanması gerekmektedir. Kanunun gerekçesinde de açık rıza, “İlgili kişinin kendisiyle ilgili veri işlenmesine, özgürce, konuyla ilgili yeterli bilgi sahibi olarak, tereddüde yer bırakmayacak açıklıkta ve sadece o işlemle sınırlı olarak verdiği onay beyanı” şeklinde ifade edilmiştir. Bu çerçevede, belirli bir konu ile sınırlandırılmayan ve ilgili işlemle sınırlı olmayan genel nitelikteki rızalar hukuken geçersizdir. Kanunda açık rıza hususunda herhangi bir şekil şartı öngörülmemekle birlikte, açık rızanın yazılı olduğu durumlarda rıza metinleri açık, anlaşılır ve sade bir şekilde kaleme alınmalıdır. Açık rızanın alındığı ortam veya metin dışındaki başka bir ortama veya metne atıf yapılarak ilgili kişinin açık rızası alınmamalıdır. Açık rıza, ilgili kişinin özgür iradesiyle açıklamada bulunduğunu ortaya koyacak şekilde ilgili kişinin seçimine sunulmalıdır.
Bununla birlikte, veri işleme faaliyeti diğer kişisel veri işleme şartlarından en az birine dayanıyorsa bu faaliyet için açık rızaya gidilmemelidir. Eğer faaliyetin gerçekleştirilme amacı Kanundaki açık rıza dışındaki diğer kişisel veri işleme şartlarını karşılamıyorsa bu faaliyet özelinde ve o faaliyetle sınırlı olarak açık rıza alınmalıdır.
Açık rıza dışında diğer hukuka uygunluk sebeplerine dayanılması durumunda açık rıza almak, ilgili kişileri aldatmaya ve yanıltmaya sebep olabilir. Dolayısıyla öncelikli olarak kişisel veri işlemenin açık rıza dışındaki şartlarına dayanıp dayanmadığı araştırılmalı, bu şartlardan herhangi biri yoksa açık rıza alınması yoluna gidilmelidir.