Kişisel verilerin korunması hakkının dayanağı, Anayasanın 20. maddesinin son fıkrasıdır. Temel bir hak olarak düzenlenen kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı, Anayasanın kişinin hak ve ödevlerine ilişkin bölümünde yer almaktadır. Bununla birlikte, tüm hak ve özgürlüklerde olduğu gibi, kişisel verilerin korunmasına ilişkin hak da Anayasada çizilen sınırlar çerçevesinde diğer hak ve özgürlükler lehine sınırlandırılabilir. Buna göre, Anayasanın 20. maddesinde tanınan kişisel verilerin korunmasına ilişkin her bir hakkın uygulanması ve diğer haklar lehine sınırlanmasına ilişkin düzenlemeler ancak kanun yoluyla gerçekleştirilebilir. Anayasa Mahkemesi, 9 Nisan 2014 tarihli ve E:2013/122, K:2014/74 sayılı kararında da, Anayasanın 20. maddesinin 3. fıkrasının son cümlesinde, “Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir” hükmüne yer vererek ve “yasama yetkisinin devredilmezliği” ilkesi gereğince, Anayasanın açıkça kanunla düzenlenmesini öngördüğü konularda yürütme organına doğrudan ve ilk elden düzenleyici işlem yapma yetkisi verilemeyeceğine hükmederek, Anayasada öngörülen kanuni düzenlemenin mutlaka gerçekleştirilmesi gerektiğinin altını çizmiştir. Dolayısıyla Anayasanın 20. maddesinin son fıkrasında tanınan kişisel verilerin korunması hakkına ilişkin düzenlemeler kanun ile yapıldığı sürece uygulama alanı bulacaktır.